Meet and use next generation technologies in advance.

WhatsApp Sözleşmesi

Teknolojiye ne kadar güveniyoruz? Artık hayatımızın en önemli konusu olan verilerimizi kaybetmek, verilerimizin ele geçirilmesi bizi ne tür tehlikelerle karşı karşıya bırakıyor? Güvenerek kullandığımız uygulamaların hayatımıza etkisi nedir? genellikle bu sorulara verilecek cevaplar bellidir. Ama gereğini yapıyor muyuz asıl sorulması gereken soru budur. Çünkü bugün bahsedeceğimiz konu birçok kesimin güvenli olarak kullandığı WhatsApp hakkında. 

Akıllı telefonların vazgeçilmez uygulaması olan WhatsApp 2014 yılında 19 milyar dolar karşılığında Facebook tarafından satın alınmıştı. 4 sene gibi bir süreçte yaklaşık 450 milyon kullanıcıya sahip olan WhatsApp Zuckerberg tarafından vakit kaybetmeden satın alındı.

Şimdi WhatsApp hakkında yapılan açıklama ise kullanıcılarını kızdıracak cinsten bir açıklamadır. Kullanım koşullarını değiştiren WhatsApp , kullanıcıların verilerinin doğrudan Facebook ile paylaşılmasını istiyor. Bu koşulları kabul eden kullanıcılar uygulamayı kullanmaya devam ederken, kabul etmeyenler ise WhatsApp hesaplarına erişim sağlayamayacak. Peki hangi veriler Facebook ile doğrudan paylaşılacak? 

  • Hesap Bilgileri 
  • Mesajlar 
  • Bağlantılar 
  • Durum Bilgisi 
  • İşlem ve Ödeme Verileri 
  • Müşteri Desteği ve Diğer İletişimler 
  • Kullanım ve Kayıt Bilgileri 
  • Cihaz ve Bağlantı Bilgileri 

  • Konum Bilgileri 
  • Çerezler 
  • Başkalarının Sizin Hakkınızda Sağladığı Veriler 
  • Kullanıcı Şikayetleri 
  • WhatsApp’taki İşletmeler 
  • Üçüncü Taraf Hizmet Sağlayıcılar 
  • Üçüncü Taraf Hizmetleri 

Bu ne anlama geliyor peki? 

WhatsApp artık sizin hayatınızı an be an takip edecek. Açıkcası bu konuyu biraz açmakta fayda var. Facebook ve iştirakleri zaten çok uzun zamandır bunu yapıyordu. Mark Zuckerberg kısa bir süre önce  Cambridge Analytica skandalı ile Amerika Birleşik Devletlerin de kullanıcı verilerini paylaşmak suçundan yargılanmıştı. Hatta ve hatta yargılandığı mahkemede Facebook kurucusu Zuckerberg: Hata yaptım, özür dilerim” açıklamasında bulunmuştu. Yani kısacası özetlemek gerekirse Facebook ve iştirakleri yaptıkları veri paylaşımlarını 8 şubat itibariyle resmileştiriyorlar.

Kişisel verilerinizden, duygu durumlarınıza, siyasi görüşünüzden, konuşmalarınıza, en sevdiğiniz yemeğe kadar yani WhatsApp  sizi sizden daha iyi tanıyacak. Üstelik gelen yeni sözleşmede bu şartları kabul etmeyen kullanıcılar 8 Şubat itibariyle WhatsApp platformunu kullanamayacak. Burada tepki çeken nokta WhatsApp‘ın yeni kurallarını ‘koşulsuz’ kabul ettirmek istemesi. Kullanıcılara bir seçenek bırakmayan WhatsApp, aynı zamanda büyük bir tepkiye de neden oldu.  

Peki şimdi bir düşünün Verinin günümüzde mühimmat olarak kabul edildiği siber düzlemde böyle bir hamle çok ilginç değil mi?  

Peki alınacak veriler üzerinden neler yapılabilir? Bu konuda çok kolay fikirler ileri sürebilirsiniz.

Konum bilgileriniz, durum paylaşımlarınız, mesajlarınız gibi verilerin Facebook’ta toplanması demek bir toplumun kültürünün öğrenilmesinde, insanların yaşam standartlarının belirlenmesinde en etkin yöntemlerden biridir. Siber saldırılar sonucu çalınan verilerin belli ortamlarda satışa çıkarıldığı düşünülürse siz yine bu bilgilerinizi kendi isteğinizle vermiş oluyorsunuz.  

Şöyle basit bir örnek üzerinden gidelim. Telefon yanınızdayken alakasız bir üründen bahsedin. Mesela bu ürün kulaklık olsun. 10 dakikalık sohbet sonrasında sosyal medya hesaplarınızda gezerken birden karşınıza kulaklık reklamı çıktığını göreceksiniz. Sizce tesadüf mü bu? (her ne kadar şirketler bunu kabul etmese de.) Artık şu konunun net bir şekilde anlamlandırılması gerekmektedir; sosyal medya platformları toplumların yönlendirilmesinde en önemli aktörlerden biri haline gelmiştir. Dolayısıyla toplanan her türlü veri laboratuvar ortamlarında işlenmektedir. Dolayısıyla ülkeler hakkında çıkarımlarda bulunulabilmektedir.

Konuyu özetlemek gerekirse önümüzde ki süreçte Siber Güvenlik ve Veri Güvenliği Devletlerin ve Milletlerin kaderini belirleyecek  en önemli aktörlerden biri haline gelmiştir.

Peki biz buna hazır mıyız ?

Table of Contents